-->

Translate (Hadi çevirelim)

26 Mayıs 2015 Salı

KORGAN

Canik dağları eteklerinde  yaklaşık 1000 rakıma kurulmuş bu küçük ama insanlığı büyük 
ilçenin tarihi M.Ö. 12. yy'a kadar gitmektedir. Halkının geçim kaynağı fındık tarımıdır. İlçede yıllık yaklaşık olarak 3.000 ton fındık üretilmektedir. 


Korgan  1958'de belediye  1960 yılında da ilçe olmuştur. Bu ufak şirin ilçede 30.000 kişi yaşamaktadır. Fatsa ilçe merkezine 34 km uzaklıkta olan bu ilçede dağınık yerleşme görülmektedir.

 

Halk bu ilçede şehirli yaşamın gürültüsünden uzakta stressiz sağlıklı bir yaşam sürmektedir. 
İnsanlar genelde kendi yetiştirdiği lahana, soğan, bezelye, fasulye, fındık, ceviz, kiraz, pırasa, elma, armut, kabak, turp, dut, erik, patates  ve daha yüzlerce çeşit meyve sebze ile beslenmektedir.
Bu kadar çok çeşit bitkinin yanında ormanlardan mantar, nünük ve galduruk gibi bitkilerde tamamen doğal olarak bulunmaktadır. İnsan eli değmeden yetişen ve %100 doğanın ürünü olan bu yiyeceklerle beslenen insanlarda hiç hastalık olur mu? İlçenin %60'ı ormanlarla kaplı olduğundan oksijen 
vücudunuza hücum eder. Hele de ilk defa gidiyorsanız burnunuzun delindiğini, ciğerlerinizin bayram ettiğini hissedeceksiniz.
 

Yazları buz gibi sularını içtiğinizde dişleriniz sızlayacak, boğazınızdan midenize inişine kadar 
soğukluğu içinizde hissedeceksiniz. O suyun içine karpuzu attığınızda yarıldığını görecek,
bıçağınıza ihtiyaç duymayacaksınız.

İnsanlarının ateşten yeni çıkmış katmer kadar sıcak olduğunu, yüzlerinden tebessüm eksik olmadığını göreceksiniz. Sürekli misafir olmak istersiniz önünüze kurulan sofraya baktığınızda. Fasulye turşusundan mısır ekmeğine, tereyağıdan kapının önündeki petekten alınmış bala kadar  her şeyin %100 doğal olduğu görürsünüz.



Yaylarına doğru çıktığınızda sarı yayla çiçekleri  kırmızı halı edasıyla karşılar sizi. Paris'te
satılan yüzlerce Euro'luk pahalı parfümlere taş çıkarır bu çiçeklerin kokusu. Kendinizi 
cennetin bir köşesinde sanırsınız. Koyun seslerinin kuş cıvıltılarına karıştığı yaylalarda allıklara ihtiyaç duymayan kıpkırmızı yanaklı yayla kızlarına rastlarsınız.

Yüzlerce yıldır doğayla iç içe nasıl yaşanması gerektiğinin dersini bir profesörden daha 
güzel anlatır yaylalarında türkü söyleyen çoban. Ve ellerinde, yüzlerinde yaşanmışlıkların izini taşıyan Mehmet Amca her şeyi özetliyor aslında ''Gezilecek yer değil Korgan, yaşanıcak yer''


Siz şehirlerde duvar yığınları arasında sıkışmış hayatlar,
Mehmet Amca kırlarda hepimizden daha özgür.


Korgan  özgürlük
Korgan sağlık     
Korgan insanlık  
Korgan güzellik  
.
.
.



1 yorum:

Unknown dedi ki...

Yarı Korgan'li olarak yazdiklarini cok begendim hemsehrim. Iyi betimlemissin. Ama perşembe yaylasina daha fazla deginmeni isterdim :))