-->

Translate (Hadi çevirelim)

30 Aralık 2015 Çarşamba

SEMERKANT (AMİN MAALOUF) HAKKINDA

Merhaba sevgili okurlarım.
Bugün sizlerle bende çok özel bir yere sahip olan Semerkant kitabı hakkında konuşacağız.


Kitabı bir arkadaş tavsiyesiyle okudum ve çok etkilendim çok güzel kurgulanmış bir kitap.

Kitapta Ömer Hayyam'ın Rubaiyyat yazmasının yazılışından kaybolunuşuna kadar sürükleyici hikayesi anlatılmaktadır. 
Romanı öncelikle iki başlık altında incelemekte fayda var; 
1.Bölüm: Tarihi gerçekliği olan kişilerin (Ömer Hayyam, Nizamülmülk, Melikşah, Hasan Sabbah) Rubaiyyat yazması etrafında geçen hikayeleri anlatılmaktadır.

2.Bölüm:Kaybolan Rubaiyyat yazmasını arayan, kurmaca kişilik  Benjamin Omar etrafında gelişen olayları İran devrimine dayandırılarak anlatılmıştır.

Kitapta en çok ilgimi çeken noktalarda hep Ömer Hayyam'ın  imzası oldu. 
İşte onlardan birkaçı:

Şarap testimi kırdın Allahım
Zevk yollarımı bağladın Allahım
Yere saçtın lal rengi şarabımı,
Tövbeler tövbesi yoksa sen sarhoş musun Allahım.

Bu rubai ilk baktığımızda Allah ile dalga geçildiği izlenimi vermektedir ne var ki kitabı okuduğumuz da Ömer Hayyam'ın son sözleri bununla çakışmaktadır. Bende bu sebepten yola çıkarak şiiri biraz yorumlama çalıştım. 
Şöyle ki:          Öncelikle ''şarap'' ve ''testi'' kavramlarına bakmamız gerek. Şair ''Şarap'' kavramı ile bize sevgiyi, aşkı anlatmıştır. ''Testi'' kavramı ile  sevgiliyi tasavvur etmiştir. 
Anlatmak istediği hali ile şiir: Sevgilimi, sevgimi benden aldın Allahım
                                                 Sevgilimi benden alınca hayattan zevk alamaz oldum Allahım
                                                 Tutulmuş sevgimi yerden yere vurdun
                                                 Yoksa sen sevgilimi benden daha mı çok seviyordun Allahım

                                                        Diğer bir nokta:
Ne diyebilirimki sana, varlığın sırları saklı senden benden
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin ne ben 
Bizimkisi perde arkasından dedikodu
Bir indi mi perde ne sen kalırsın ne ben. 

Bu rubaiye baktığımızda da Ömer Hayyam'ın ne büyük şair olduğunu fazlasıyla görmekteyiz. Bende bu rubaiyi kendimce yorumlamaya çalıştım. 
Şöyle ki:        Var olmanın sırrı, var olmaktaki amacı kimse anlayamıyor.
                       Bunu ne sen anlatabilirsin insanlara ne de ben çünkü anlamazlar.
                       Perdenin arkası dünya, biz dünya telaşına düşmüşüz,
                       Perde inmesi kıyamet, kıyamet kopunca ne dünya kalır ne de insanlar, boş bir uğraş.

Bu rubaiyi Amin Maalouf kitapta farklı bir olayla bağlantı kurmamızı bekleterek farklı yorumlamıştır. 

                   

                       Dilim döndüğünce, kısaca kitabı anlatmaya çalıştım umarım beğenirsiniz.

  :)