-->

Translate (Hadi çevirelim)

28 Haziran 2015 Pazar

BEN SENİN YAŞINDAYKEN...

Büyüklerimiz elbette başımızın tacı ama keşke küçükleri eleştirme konusunda biraz ellerini vicdanlarına koysalar. Ebette küçüklüklerinde harika insanlar değillerdi. Bir sürü hataları vardı çoğunun. Herkesten gizli yaptıkları haylazlıkları, kırılan komşu camları, kaçırılın eşyalar bozulan araçlar… Hadi şimdi itiraf vakti annemizin o kıymetli tabak çanaklarından da bir sürü kırmışlığınız vardır. masum geçmeyen milyon tane çocukluk varken bu kadar acımasız olamayız bu günün çocuklarına. Ama beni deli eden şey: ‘’Ben senin yaşındayken…’’ Evet, bu cümlenin devamı efsane masal tarzı uydurma şeylerle dolu çoğu zaman. Ben senin yaşındayken uslu bir çocuktum, evet evet komşulara sormalı onu. Karnem hep beşti; kuzum hangi eğitim sisteminde? Herkes bana hayrandı, sanki süper kahraman bizimki. Evet, hepimiz çocuk olduk, üstümüzü başımızı kirlettik, akşam eve geç kaldık, dayak da yedik, süper kahramanları taklit ederken ağzımızı burnumuzu da kırdık, ödevleri unutup öğretmenden dayak yedik korkup evde kimseye söylemedik çünkü bilirdik evde aynısından biraz da yerdik. Evet çocuk yaştayken hatalar yaptık hem de tonlarca. Ama ne zaman büyüklerimiz bize doğruyu gösterdi biz vazgeçtik. Onlar yargılamadan anlamayı öğrendikçe biz de iyi insan olmayı öğrendik. Evet şimdi onlar bizim yaşımızı özlüyorlar ve kıymetini bilmemiz için bu kadar çırpınıyorlar. Fakat çocuk olmak hata yapmaktır. Ve hatalardan ders çıkarılmadan çocukluğun tadı çıkmayacaktır.

Hiç yorum yok: