-->

Translate (Hadi çevirelim)

25 Kasım 2016 Cuma

YILLARDIR AVRUPA BİRLİĞİ BİZİ TOKATLIYOR!

Merhaba değerli okurlar bugün sizlere Lozan'da güç bela kaldırılan imtiyazların(kapitülasyon) nasıl tekrardan ülkemizin böğrüne tekrar saplanmış bir mızrağa dönüştürüldüğünü,yıllardır süregelen ihanetin ve bilinçsiz yöneticilerin Türkiye cumhuriyetine nasıl zararlar verdiğini tek tek anlatacak değilim

   !Onun yerine Türk toplumunun,Türk milletinin; kendini sorgulamasını,siyaseti,siyasileri,alınan kararları sorgulamalarına ve ümit ediyorum daha bilinçli,araştıran,kendi ülkesine sahip çıkan,aşağılık psikolojisini yenmesini bilen,içi doldurulmuş şeylere kanmadan bir durumun artısını eksisini,eksiğini,yırtığını pırtığını düşünen bireyler olması gayesiyle,en azından bir kişi bir kişidir düşüncesiyle bu yazıyı hazırladık.İşin edebiyat kısmını geçersek konumuz Gümrük birliği anlaşması,muhattabı mümessili,Tansu çiller,İmza tarihi 95 96' yıllar...













AB sevdasının faturası: 221 milyar dolar

Türkiye’nin 1996 yılında üye olduğu Gümrük Birliği’nin bugüne kadar ülkemize verdiği zarar, 221 milyarı doları aşmış durumda. AKP döneminde fatura daha da kabardı. Sadece son 5 yılda ülkemizin Avrupa Birliği’yle ticarette karşılaştığı açık 100 milyar dolardan fazla. Bunun değişeceğine dair hiçbir emare yok.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO), Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) tam üyelik sürecinde Eylül ayında yarım yüzyılı geride bırakmaya yaklaştığını, üye ülkelerle Türkiye arasındaki Gümrük Birliği sonrası gerçekleşen dış ticaret açığının toplamda 221 milyar doları geçtiğini bildirdi.

İSMMMO'nun “Türkiye-AB: Bitmeyen Senfonide 50 Yıl” adlı raporuna göre, AB yolunda en heyecan verici gelişme olarak görülen Gümrük Birliği ile dış ticarette verilen açık son beş yılda 100 milyar dolara yaklaştı, toplamda ise 221 milyar doları aştı.

Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye kapitalizminin yarım asırlık hedefi. 12 Eylül darbesi sonrasında tüm iktidarların paylaştığı neoliberal politikalar, 1996 yılında Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne girmesiyle sonuçlandı. Türkiye’de sol, uzun yıllar boyunca “Onlar ortak biz pazar” diyerek bu politikaya karşı çıkmıştı. Türkiye, AB ülkeleri arasındaki ticari ilişkide sürekli eksi bakiye verdi. Dış ticaretteki negatif denge, son beş yılda hızla arttı. 1996-2009 arasında yıllık ortalama 10 milyar dolar seviyesinde açık verilirken, 2010 yılında bu açık 19,5 milyar dolar, 2011 yılında 28,8 milyar dolar, 2012 yılında da 28,2 milyar dolar oldu. Son beş yılın toplam açığı 100 milyar dolara yaklaşırken 2013 yılının ilk 5 aylık döneminde açık 12 milyar doları buldu. 1996 yılından 2013'ün Mayıs sonuna kadar verilen açık ise 221 milyar doları aştı.

Ticarette paylar düşüyor
Rapora göre; Türkiye ile AB arasındaki ticari ilişkilerin çarpıcı bir göstergesi de hem ithalatta hem de ihracatta, AB ülkelerinin payının göreceli olarak azalması. Türkiye, Gümrük Birliği Anlaşması’nı imzalarken AB ile ticaretin artacağı ve taraflar arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin en üst düzeye çıkacağı varsayılıyordu. Oysa veriler karşılıklı bağımlılığın giderek azaldığını da ortaya koydu.


Rapora göre, Gümrük Birliği Anlaşması’nın imzalandığı 1996 yılında Türkiye’nin toplam ithalatı içinde AB ülkelerinin payı yaklaşık yüzde 56 seviyesindeydi. 2012 yılına gelindiğinde, bu oran yüzde 37’ye düştü. Aynı şekilde, Türkiye’nin ihracatı içinde de AB’nin payı düşüş gösterdi. Rapora göre, Türkiye her 100 dolarlık ihracatının 54 dolarını AB ülkelerine gerçekleştirirken, bu oran 2012 yılına gelindiğinde yüzde 38,8’e kadar düştü.(Alıntıdır.)

Paylaşarak bu tür bilgileri yayalım!

HAZIRLAYAN:ÜMİT AĞAN

6 Kasım 2016 Pazar