TÜRKİYE’DE KİTAP OKUMA
ORANLARININ DÜŞÜK OLMASININ NEDENLERİ ÜZERİNE DENEME
ÜMIT AĞAN
Celal Bayar Üniversitesi Türkçe öğretmenliği 2.sınıf öğrencisi
Türkiye’nin kitap okuma
oranlarına baktığımız da oranlardaki diğer ülkelere göre düşüşlük hemen
gözümüze çarpıyor şöyle ki son yıllarda yapılan araştırmalarda İngiltere ve
Fransa ile aramızda uçurum var.2011 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca
hazırlanan "Türkiye Okuma Kültürü Haritası"ndaki sonuçlara göre,
Türkiye'de nüfusun %30'u okuma yazma bilmezken, düzenli kitap okuyanların oranı
ise %0.01. Bu oranın değişmesi için eğitim kurumları ve sivil toplum
kuruluşları özel projelerle halkı bilinçlendirmeye çağırıyor.[1]
İngiltere ve Fransa'da düzenli
kitap okuma alışkanlığı %21 iken, bu oranın Türkiye'de %0.01 olduğuna dikkat
çeken Anabilim Eğitim Kurumları İcra Kurulu Başkanı Serkan Kılıç,
"Anabilim Eğitim Kurumları olarak Anaokulundan-Lise dönemine kadar
öğrencilerimize özel okuma saati uygulaması vererek bu bilinci aşılamak için
elimizden geleni yapıyoruz. Öğretmenlerimizin kontrolü ile öğrencilerimiz güne
okuma saati ile başlıyor. 20 dakikalık özel okuma saatinin ardından, günlük
eğitimlerine devam ediyorlar. Bu çalışma sonucunda yaptığımız araştırmalarda
gördük ki geçtiğimiz yıldan bu yana okulumuzda eğitim gören öğrencilerin
düzenli kitap okuma alışkanlığı %15 den %21,5'lere çıktı. " ifadelerini
kullandı.Genel olarak taloya baktığımızda son yıllardaki artış iyimser bir hava
estirse de halen bu konuda çok geride olduğumuz açık ve nettir.Ancak biraz daha
duyarlı ve ne yaptığını bilen bireyler yetiştirmek istiyorsak bu sayısal
verileri lehimize çavirmemiz gerekir.[2]
1-Okuma alışkanlığının
çocuklar için önemi:
Okuma alışkanlığının sağlıklı
olması, en başta ebeveynlere bağlı. Okuma alışkanlığı, çocukların zihinsel,
duygusal ve sosyal gelişiminde onlar için oldukça önemli. Sağlıklı olduğu
takdirde okuma alışkanlığı, çocuğun hayal gücünü geliştiriyor, dil gelişimini
doğrudan etkiliyor ve kendini ifade etmesinde ona destek oluyor. Ayrıca düzenli
ve planlı olmayı öğretiyor.Günümüz evebeylerinin kiap okutturmaya yönelik
faaliyetlere katılımları giderek artsa da bu oran hala çok yetersiz.Bilindiği
üzere çocuklar söylenenlerden ziyade yapılanlara bakıyor sigaraya başlamanın
başlıca sebebi model alma aynı durum okuma alışkanlığı içinde geçerli.Ancak
velilerin ve örnek büyüklerinde kitap okumaması bu sorunun başlıca nedeni
tabiki bunun köküne indiğimizde bir önceki nesiller ve hatta harf devrimine
uzanan bir geçmişi var. Dönemin karışık durumu ve fikir çatışmaları bize
okumayı unutturmuşa benziyor.Biraz önce okuma oranının düşük olmasının
dayandığı bir iddayı sizlere aktardık ama durumun idda edildiği gibi harf
devriminden kaynaklandığı tam anlamıyla doğru değildir. İstatislik verilere
bakacak olursak osmanlıda okuma yazma oranlarının özellikle son yüz yılda oldukça
düşük olduğu göze çarpıyor;gelin şimdi tabloya birlikte bakalım;Osmanlı
Devleti’nin son yıllarında nüfusun eğitim düzeyinin oldukça düşük olduğu
görülmektedir. 1897 yılı istatistiklerine göre Okuma yazma bilenlerin oranı %
10’un altındadır. Okuyan öğrencilerin cinsiyet dağılımına bakıldığında
ilkokul’da cinsiyet oranı (Kız/Erkek) 0,40 iken bu oranın ortaokulda 0,15’e
düştüğü görülmektedir.Osmanlı’nın bu düşük eğitim düzeyini incelemek
gerekir.Yapılan araştırmalar konumuza ışık tutuyor.[3]
Konumuzun dışına çıkmak
istemiyorum onun için özetlemek gerekirse vatandaşımızın okuma oranlarının az
olmasının harf devrimiyle uzaktan yakından ilgisi olmadığını gördük bilakis
harf devrimi okuma yazma oranını artırdığından kitap okuma oranları da buna
paralel artmıştır.DES tarafından DESAM'a yaptırılan “Türkiye Neden Okumuyor?”
isimli anket, gençliğin de okumadığını gözler önüne serdi.Demokrat Eğitimciler
Sendikası (DES) tarafından DESAM'a (DES Stratejik Araştırmalar Merkezi) yaptırılan
“Türkiye Neden Okumuyor?” isimli anket, gençliğin de okumadığını gözler önüne
serdi.Gençlik, iş yoğunluğu, dersler, internet ve televizyon nedeniyle kitap
okumazken gençlerin yüzde 77.5'unun evinde kitaplığı bile yok. Ankete 18-30 yaş
arası bin 231 genç katılırken, bu gençlerin yüzde 29.7'si üniversite, yüzde
8,3'ü yüksek lisans mezunu.[4]
2-GENÇLİK KİTAP OKUMAYA VAKİT
BULAMIYOR
Ankete göre, gençliğin yüzde 10.7'si düzenli olarak kitap okurken yüzde
18.9'u aralıklarla, yüzde 61.9'u ise düzensiz olarak ara sıra kitap okuyor.
Gençler, kitap okumalarına engel olarak ise iş yoğunluğu, dersler, internet,
arkadaş çevresi ve televizyonu gösteriyor. Ankete göre, gençlerin yüzde 15.9'u
iş yoğunluğundan kitap okumaya vakit bulamazken, yüzde 18.2'si dersler nedeniyle
vakit bulamıyor. Gençlerin, yüzde 26.8'i arkadaş çevresi ve okuma alışkanlığına
sahip olmadığı için düzenli kitap okumadığını, yüzde 28'i televizyon ve
internet yüzünden kitap okuyamadığını açıkladı.Sosyal medya,internet
oyunları,ve farklı aktiviteler gençliğimize daha cazip geliyor.Avrupaya gore
internet kullanımında önde kitap okuma oaranında maalesef çok gerideyiz.bu
çerçeveden resmin genelini görmek büyük önem arz ediyor.[5]
3-ÜLKEMİZDE KÜTÜPHANE SAYISI
Kütüphanelerle gençler
arasında organik bir ilişki oluşturulamamasının yanı sıra kütüphanelerin bilgi,
kültür ve eğitim arayan kişilere kaynaklarını en doğru, yeterli ve en kısa
sürede ulaştıramadığı kaydediliyor. 2010 yılı rakamlarıyla Türkiye'de toplam 45
çocuk kütüphanesi, 14 yazma eser kütüphanesi ve 55 gezici kütüphane olmak üzere
toplam 1152 kütüphane olmasına karşılık Almanya'da 10.531, İngiltere'de 4.620,
İspanya'da 5.209 kütüphane bulunmaktadır. Ülkemizdeki kütüphanelerin 52'si de
çeşitli nedenlerle kapalı bulunmaktadır. Türkiye'de kütüphanelere kayıtlı üye
sayısı 493 bin 500 iken, İran'da 7 milyon, Fransa'da 16 milyon, İngiltere'de 35
milyon kütüphane üyesi bulunuyor.Almanya'da 7 bin 500 kişiye 1 kütüphane
düşerken Türkiye'de 68 bin 500 kişiye 1 halk kütüphanesi düşmektedir ki öte
yandan Türkiye'de 95 kişiye bir kahvehane düşüyor. Türkiye'de kitap, genel
ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235'inci sırada yer alıyor. Türk halkı, kitap
okumaya yılda yalnızca 6 saat zaman ayırıyor. Japonya'da toplumun yüzde 14'ü
Amerika'da yüzde 12'si İngiltere ve Fransa'da yüzde 21'i düzenli kitap okurken,
Türkiye'de yalnızca binde 1 kişi kitap okuyor. Bir Japon yılda ortalama 25, bir
İsviçreli yılda ortalama 10, bir Fransız yılda ortalama 7, bir Türk ise 10
yılda ancak 1 kitap okuyor.Okuma alışkanlığı ile ilgili yapılan bir araştırma
hazin bir tabloyu ortaya çıkarmıştır.Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin
yüzde 71,7’si hiç kitap okumazken. Sadece yüzde 6,8’nin Okuma alışkanlığına
sahip olduğu, yine aynı araştırmaya göre, annelerin yüzde 49,7’sinin, babaların
da yüzde 39,5’inin hiç kitap okumadığı tespit edilmiştir. Bu araştırma
sonuçları aynı zamanda ebeveynlerin okuma alışkanlıkları konusunda çocukları
için iyi birer model olamadığı gerçeğini de ortaya koymuştur.[6]
Sonuç:
Kitap okuma; hava gibi, su
gibi, yemek gibi günlük hayatımızın bir parçası olmadıkça kültürel gelişmemizi
tamamlamamız ve bilgi çağını yakalamamız mümkün değildir. Ekonomik kalkınmanın
temel yatırımı eğitim ise kitaplar da eğitimin temel aracıdır. Okumayı
öğrenenlere neyi, nerede, nasıl okuyacakları gösterilmez, okunacak yeterli
malzeme ve rahat ortamlar sağlanmazsa, kazanılan okuma becerileri yok olur. Bir
ömür boyu sürecek öğrenme kesilirse iyi öğrenmiş olmak neye yarar. Okunacak bir
şeyin yoksa iyi okuma bilmenin ve yüksek yerlerden diploma almanın ne faydası
vardır. Unutmamalıyız ki okulda öğrendiklerimizi, yeni bilgilerle beslemezsek
bir süre sonra başlangıca döneriz.Kitap okumak beyini ve bedeni genç tutar.
Hayatları boyunca devamlı kitap okuyup bulmaca çözenler, 75-80 yaşlarına gelseler
de en karma
şık zihinsel faaliyetleri yapabilirler. Mesela dünyaca ünlü tıp
profesörü Gazi Yaşargil 79 yaşında olmasına rağmen en karmaşık beyin
ameliyatlarını başarı ile yapabilmektedir. Bunun sırrını soranlara ise “Bol bol
kitap okurum ve bulmaca çözerim” demiştir.
Kaynakça:
DİE,
Osmanlı Devletinin İlk İstatistik Yıllığı 1897, (Ankara 1997) (02.12.2014)
Yaşamdabugun.com http://yasam.bugun.com.tr/avrupada-son-siradayiz-haberi/1071994(04.12.2014)
http://www.ogretmenplatformu.com/neden-kitap-okumuyoruz-sorusunun-cevabi/(10.12.2014)
http://www.tkm.org.tr/ayten-tuncer-kamaci/neden-kitap-okumuyoruz(11.12.2014
Turgut Mehmet,Dün Bugün ve Geleceğin Güçlü Türkiyesi,1.baskı,Boğaziçi
yayınları,İstanbul/Şişli,2014
Sami Banarlı,Türkçe’nin Sırları,44.Baskı, Kubealtı
Neşriyat,Çemberlitaş/İstanbul 2014
Bahadıroğlu Yavuz,Osmanlı
halkı cahil miydi, http://www.habervaktim.com/yazar/58699/osmanli-halki-cahil-miydi.html(11.11.2014)
Milliyet gazetesi.’’
’’Kitap okuma Türkiye’nin en büyük sorunu olarak görülmelidir’’27.12.2014
[1]
Mehmet Turgut,Dün Bugün ve Geleceğin Güçlü Türkiyesi,İstanbul/ Şişli 283. cilt/Boğaziçi
yayınları sf 55-65
2Nihat Sami Banarlı,Türkçenin
sırları,Çemberlitaş/İstanbul 1972 kubealtı neşriyat sf108-
[3]Yavuz
Bahadıroğlu,Osmanlı halkı cahil miydi,
http://www.habervaktim.com/yazar/58699/osmanli-halki-cahil-miydi.html(11.11.2014)
[4]Milliyet
gazetesi.’’ ’’Kitap okuma Türkiye’nin en büyük sorunu olarak
görülmelidir’’27.12.2014 sf 8
[5]Milliyet
Gazetesi,’’Kitap okuma Türkiye’nin en büyük sorunu olarak görülmelidir’’,27.12.2014
sf 8
[6]
Milliyet Gazetesi,’’Kitap okuma Türkiye’nin en büyük sorunu olarak
görülmelidir’’,27.12.2014 sf 8